Transaksiyonel çözümleme teorisi, Eric Berne tarafından geliştirilmiş bir benlik teorisidir. Bütün bireylerde etken bir şekilde işleyen üç ego durumu bulunduğunu öne sürmektedir: Ebeveyn, yetişkin, çocuk.
Ebeveyn ego durumu: Birey, çocukluk döneminde kendi bakım verenini, ebeveyn ve yakın çevresindeki otorite figürlerine ilişkin kayıtlarından oluşmaktadır. İlerleyen yıllarda karşılaştığımız olaylarda onlar gibi konuşur, düşünür, tepki veririz.
Yetişkin ego durumu: Şimdi ve burada ilkesi doğrultusunda mantıklı, objektif düşünebilen, sağduyulu tarafımızdır.
Çocuk ego durumu: 0-7 yaş arası yapılan kayıtları kapsamaktadır. Çocukluk dönemine eşlik etmiş duygu, fikir ve davranışlardır. Kişi yıllar geçse dahi çocuk ego niteliğinde davrandığında aslına bakarsak geçmişi tekrar etmektedir. Tek bir ego durumunda kalmaz.
Üç ego durumunu da duruma göre kullanırlar. Sağlıklı bireyler üç ego niteliğinde dengeli bir şekilde kullanırken, bazıları birinde ya da ikisinde daha fazla duruyor olabilir. Kişi dünyaya geldiğinde olumlu ve sağlıklı bir dünya algısına sahiptir. Ancak zamanla kazanılan deneyimler ile bu algı farklılaşabilir.
Hedef, şimdi ve burada ilkesi doğrultusunda, ebeveyn ve çocuk ego durumlarının ihtiyaç ve yaklaşım tarzlarını ayrım etmesini ve gözlenen herhangi bir ihtiyacı ile karşılaşılır ise bunları gidererek kişiyi erişkin ego durumuna yaklaştırmaktır.
Transaksiyonel kişilik, kişiler arası ilişkiler, iletişim, gelişim, yaşam, psikopatoloji, psikoterapi benzer şekilde çok geniş bir yelpaze üzerinde insan davranışını açıklayan bir yaklaşımdır. Transaksiyonel insanların duygu, fikir ve davranışlarının anlaşılmasında ve açıklanmasında çok basit anlaşılır bir model sunmaktadır.
Terapi sürecinde Transaksiyonel, birbirleriyle ilişkili dört tedavi kavramı için kullanılır. Bunlar yapısal analiz, transaksiyonel çözümleme, oyun analiz ve yazgı analizidir. Transaksiyonel analizin temel amacı, bireyin özerkliğini kazanmıştırlar ve bütünleşmiş erişkin benlik durumunu geliştirmektir.
Özerklik, anne baba etkisinde kalmadan yaşamın daha sonraki döneminde belli bir zamanlama planı olmaksızın, geriye dönülebilir olan “yazgısız” davranma kapasitesi olarak anlatılır. Özerk davranış, yazgı davranışının tersidir. Özerklikte kontrol geliştiği için ortaya çıkan davranış özgür bir seçimin sonucudur.
Özerklik, kişinin daha önce etkisinde kaldığı anne, baba ve öteki bireylerden kopma, sadece zaman zaman onlarla bir araya gelme durumudur. Özerkliğini kazanmış bir fert, “ayırdında olma”, “spontanlık” ve “samimiyet” olmak üzere bu üç temel özelliği yaşar.